NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
زِيَادُ بْنُ
يَحْيَى
الْحَسَّانِيُّ
حَدَّثَنَا
أَبُو بَحْرٍ حَدَّثَنَا
عَتَّابُ
بْنُ عَبْدِ
الْعَزِيزِ
الْحِمَّانِيُّ
حَدَّثَتْنِي
صَفِيَّةُ
بِنْتُ
عَطِيَّةَ
قَالَتْ
دَخَلْتُ مَعَ
نِسْوَةٍ
مِنْ عَبْدِ
الْقَيْسِ
عَلَى عَائِشَةَ
فَسَأَلْنَاهَا
عَنْ
التَّمْرِ وَالزَّبِيبِ
فَقَالَتْ
كُنْتُ آخُذُ
قَبْضَةً
مِنْ تَمْرٍ
وَقَبْضَةً
مِنْ زَبِيبٍ
فَأُلْقِيهِ
فِي إِنَاءٍ
فَأَمْرُسُهُ
ثُمَّ
أَسْقِيهِ
النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
Safiyye binti Atiyye
dedi ki:
Abdülkays (oğulların)ın
kadınlarından bazıları) ile Hz. Âişe'nin yanına girmiştim. Ona, kuru hurma ile
kuru üzümü (karıştırarak birlikte şıralarını çıkarmanın hükmünü) sorduk. Şöyle
cevapladı:
Ben bir tutam kuru
hurmadan, bir tutam da kuru üzümden alıp onu (içinde su olan) bir kaba koyardım
ve onu (parmaklarımla iyice) ezdikten sonra Nebi (s.a.v.)'e içirirdim.
İzah:
Halît: Karışım
demektir. Üzümle hurmanın ya da hurma ile hurma koruğunun bir kaba konularak
sıkılmak şartıyle elde edilen şıraya "halîta" denildiği gibi, kuru
hurma ile yaş hurmanın veya bunlardan herhangi birisiyle kuru üzümün birlikte
sulandırılıp sıkılmasıyla elde edilen şıraya da "halîta = karışım"
denir.
Hattâbî, sözü geçen
karışımların yasaklandığını ifade eden 3703 numaralı hadis hakkında şöyle
diyor:
"Ulemadan birçoğu
mevzumuzu teşkil eden bu hadis-i şerifin zahirine sarılarak sözü geçen
karışımların sarhoşluk verici olmasalar bile yine de içilmelerinin haram
olduğuna hükmetmişlerdir. Bu karışımları içmenin haram sayılması için sarhoşluk
verici hale gelmelerini şart koşmamışlardır.
Atâ ile Tâvûs, İmam
Mâlik, Ahmed b. Hanbel, İshak ve hadis âlimlerinin tümü bu görüştedirler.
Şafiî ulemasının ekserisi de bu görüştedir.
Bu görüşte olan
âlimlere göre, henüz sarhoşluk verecek derecede kük-remememiş olan böyle bir
karışımı içen kimse bu hadis-i şerifteki yasağı çiğnediği için bir günah
işlemiş sayılırken, sarhoşluk verecek hale gelmiş olan bir karışımı içen bir
kimse de birisi bu hadisteki yasağı çiğnediği diğeri de sarhoşluk veren bir
içkiyi içtiği için iki yönden günah işlemiş sayılır. Süfyân-ı Sevrî ile Ebû
Hanîfe ise bu karışımların (sarhoşluk verici hale gelmeden) içilmelerinde bir
sakınca görmemişlerdir. Leys b. Sa'd'a göre, bu hadis-i şerifte yasaklanmak
istenen şey sözü geçen meyvelerin şıralarını karıştırmaktır. Çünkü bunların
şıraları karıştırılınca, karıştırılan bu şıralardan her biri diğerinin kükreyip
sarhoşluk verecek hale gelmesini çabuklaştırır. Bu yüzden onların şıralarını
karıştırmak ya da birlikte şıralarını çıkarmak yasaklanmıştır."
İmam Nevevî'nin
açıklamasına göre, "Bu babda geçen karışımların içil-mesiyle ilgili
yasaklar kerahet-ı tenzîhiyye ifade ederler. Binaenaleyh söz konusu
karışımları içmek tenzihen mekruhtur. Sarhoşluk vermedikçe haram sayılmaz.
Cumhuru ulemanın görüşü de budur."[Davudoğlu, A. Sahih-i Müslim Terceme ve
Şerhi, IX, 270.]
Yine İmam Nevevî bu
karışımları içmenin kerahetini şöyle açıklıyor:
"Bizim arkadaşlarımız
ve diğer âlimler demişler ki, bunun mekruh kılınmasının sebebi; iki maddenin
karışımı olması yüzünden çabuk tahhammur etmesidir. Yani sarhoşluk verecek
duruma çabuk dönüşmesidir. Böyle bir şıra henüz tadı değişmemiş iken sarhoşluk
verebilir. Böyle bir şırayı içen kimse bunun sarhoşluk vermediğini zanneder.
Oysa sarhoşluk verecek duruma gelebilir."[Hatipoğlu H,Sünen-i İbn Mâce
Terceme ve Şerhi, IX, 151-152.]
Bu karışımların
içilmesinde bir sakınca görmeyen Hanefî ulemasına göre, mevzumuzu teşkil eden
hadis-i şeriflerdeki söz konusu karışımların içilme-siyle ilgili yasaklar,
insanların yiyecek ve içecek bulmada zahmet çektikleri İslâmın ilk yıllarına
aittir. Müslümanların fakrü zaruret içerisin yaşadıkları o dönemde
müslümanların et ve yağ yemeleri bile yasaklanmıştı. Komşusu aç yatıp kalkmakta
iken bir kimsenin iki şırayı karıştırıp birden içmesi de bu yasaklardandır.
Daha sonra yüce Allah, müslümanları bu darlıktan kurtardıktan sonra et ve yağ
yemelerinde bir sakınca kalmadığı gibi söz konusu karışımları içmelerinde de
bir sakınca kalmamıştır.[Aynî, el-Binâye fî Şerhi'1-Hidâye, IX, 537.]
Gerçekten bu babın
sonunda geçen 3707-3708 numaralı hadisler Hane-fîlerin bu görüşünü
kuvvetlendirmekte ise de, 3704 numaralı hadis-i şerifte tavsiye edildiği
şekilde bu şıraları karıştırmadan içmek takvaya daha uygundur.
3706 numaralı hadis-i
şerifte, hurmayı pişirirken çekirdeğine zarar gelecek şekilde fazlaca
pişirmenin yasaklanma sebebi hakkında ulema şöyle diyor: Hurmayı çekirdeğine
zarar gelecek kadar fazlaca pişirmek onun tadını bozduğu gibi çekirdeğinin de
kuvvetini giderir. Tadını bozmasındaki zarar malumdur. Çekirdeğindeki kuvvetin
gitmesindeki zarar ise onun bu halde hayvan yemi olarak kullanılamaması ile
ilgilidir. Eğer çekirdeği bozulma-saydı hayvan yemi olarak kullanılabilirdi.